israil arapları ne demek?

İsrail nüfusunun aşağı yukarı yüzde 24’ünü oluşturan, yaklaşık 1.8 milyon kişi Yahudi değildir. Toplu olarak, İsrail’in Arap vatandaşları, İsrail vatandaşı Filistinliler, İsrailli Araplar veya İsrail Arapları olarak adlandırılırlar, fakat içlerinde farklı, Arapça konuşan ve farklı karakteristik özelliklere sahip gruplar da vardır. Arap vatandaşların, dine bakılmaksızın, konuştukları yerel dil Arapça’dır ya da daha spesifik olarak, Arapça’nın Filistin diyalektidir. İsrail Arap vatandaşlarının birçoğu çift dillidir ve ikinci dilleri Modern İbranice’dir. Din olarak, çoğu Sünni Müslüman’dır. Dürziler ve birçok mezheplerden gelen Arap Hristiyanlar da önemli azınlık gruplarını oluşturur. İsrail’deki Mizrahi Yahudiler, bu kesimden sayılmazlar.

İsrail İstatistik Kurumu’na göre, 2010’daki Arap nüfusunun 1.573.000 idi ve ülkenin toplam nüfusunun %20.4’ünü oluşturmaktaydılar1.Bunların birçoğu kendilerini Arap ya da Filistinli olarak adlandırıp, kendilerini “İsrail vatandaşı” olarak adlandırırlar234. Birçoğunun, Batı Şeria, Gazze ve Ürdün, Suriye ve Lübnan’daki Filistinli göçmenlerle aile bağlantısı vardır. Negev Bedevileri kendilerini diğer Arap vatandaşlardan daha fazla İsrailli olarak adlandırır5.

Birçok Arap, 1967’deki Altı Gün Savaşları sonucu, İsrail tarafından işgal edilen, Doğu Kudüs’te ve Golan Tepeleri’nde yaşamaktadır. Kendilerine İsrail vatandaşlığı sunulmuştu fakat, Araplar, İsrail egemenliğini kabul etmemek için, vatandaşlıkları kabul etmediler. Hepsine daimi oturma izni verildi6 ve hepsi lokal yönetimin hizmetlerini kullanabilir ve yerel seçimlerde oy verme hakkına sahiptir7.

Terminoloji

Arap vatandaşlarını nasıl adlandırıldıkları, oldukça politikleştirilmiş bir konudur ve bu toplumun üyeleri kendilerini birkaç şekilde isimlendirir89. Genel olarak, İsrail’i savunanlar, İsrailli Arap ya da Arap İsrailli’yi kullanır. Öte yandan, İsrail’i eleştiren (ya da Filistin savunucuları) Filistinli ya da Filistinli Arap adlarını kullanır10. New York Times’a göre birçoğu kendisini İsrailli Arap yerine Filistinli İsrail vatandaşı olarak adlandırıyor11. New York Times her iki adlandırmayı da kullanmaktadır12. İsrail tarafı İsrailli Araplar ya da İsrail’deki Araplar adlandırmalarını tercih etmektedir. Bunların yanı sıra, azınlıklar, Arap sektörü, İsrail Arapları ve İsrail’in Arap Vatandaşlarını da kullanmaktadır131415161718. Bu toplum için kullanılan diğer isimler arasında, İsrail’deki Filistinli Araplar, İsrailli-Filistinli Araplar ve Yeşil alanın içinde olan Araplar da vardır192021.

Tarih

1948 Arap-İsrail Savaşı

Birçok İsrailli 1948 Arap-İsrail Savaşı’nı Özgürlük Savaşı olarak adlandırır. Birçok Arap vatandaşı da, savaşa felaket olarak bakar. 1948 savaşı sonrasında, İngiliz mandası Filistin üçe bölündü: İsrail Devleti, Ürdün kontrolü altındaki Batı Şeria ve Mısır kontrolünde olan Gazze Şeridi. Benny Morris’e göre, sonradan İsrail olan topraklardaki 950.000 Arap’tan %80’i bir şekilde uzaklaştı ve geriye 156.000 kadar Arap kaldı22. 700.000 Filistinli İsrail Devleti sınırlarını terk etti ve bir kısım Arap ta İsrail askerleri tarafından uzaklaştırıldı23. İsrailli Arap vatandaşlar, bu geriye kalan 156.000 den ve onların çocuklarından oluşmaktadır. Bu nüfusun içinde Gazze Şeridi’nden ve Batı Şeria’dan da kişiler bulunmaktadır. Bu kesim, aile birleşmeleri için çıkarılan kanunlarla İsrail vatandaşlığına kavuştu. Günümüzde bu birleşme prosedürleri eskiye göre daha sıkı yönetilmektedir24. Savaş döneminde evlerini terk eden Araplar, evleri İsrail Devleti tarafından kamu malı haline getirildiği için evlerine dönemediler. Bu kişilerin gittiği yerler de İsrail topraklarına katıldığından, mülteci konumunda kaldılar. Bu kişilerin bir kısmı , Saffuriyya’da ve Galilee’nin Kafr Bir’im ve İgrit köylerinde yaşamaktadır25.

1949-1966

İsrail Devleti’nin ilk yıllarında, İsrail’de kalan Arapların birçoğuna vatandaşlık verildi fakat sıkı yönetim kanunlarına tabi tutuldular2627. Sokağa çıkma yasakları, seyahat izni, idari alıkoymalar ve sınır dışı edilmek 1966 yılına kadar hayatın bir parçasıydı. Birçok İsrail kanunu, Araplar tarafından terk edilen toprakların İsrail Devleti’nin olmasını sağladı. 1950’deki mülk kanunu, başka ülkelere gidenlerin topraklarını ve mülklerinin İsrail Devleti tarafından kamulaştırılıp alınmasını sağladı.

İsrail vatandaşlığına sahip Araplar Knesset seçimleri için oylama hakkına sahip oldular. Birinci Knesset ile birlikte, Arap üyeler temsil görevlerini sürdürdüler. İlk Arap Knesset üyeleri arasında, Amin-Salim Jarjora ve Seif el-din El Zoubi (Nasıra Demokratik Partisi listesinden) ve Tawfik Toubi (Maki Partisi’nden) vardı. 1965’te Al-Ard adlı bir radikal Arap sosyalist grup, bağımsız listeden Knesset seçimlerine girmek istedi fakat, İsrail Merkezi Seçim Komitesi listenin seçimlere girmesini yasakladı28. 1966’da, sıkı yönetim tamamıyla kaldırıldı ve birçok ayrımcılık içeren kanunlar kaldırıldı ve Arap vatandaşlar kanun karşısında Yahudi vatandaşlarla eşit duruma getirildi29.

1967-2000

Altı Gün Savaşından sonra, Arap vatandaşlar, İsrail Devleti’nin kurulmasından beri ilk defa Batı Şeria’daki ve Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerle iletişim kurabildi. Bu ve sıkı yönetimin kaldırılmasıyla birlikte Arap vatandaşlar arasında politik aktivizm arttı3031. 1974 yılında, Arap valilerin ve belediye konseyi üyelerinin bulunduğu bir komite kuruldu. Bu, Arap toplumunun temsilini güçlendirdi ve İsrail yönetimi üzerinde Arap vatandaşlarının haklarını savunan bir baskı mekanizması oluşturdu32. Bunu 1975’teki Toprak Savunma Komitesi’nin kurulumu takip etti. Bu komitenin amacı, İsrail tarafından Araplara ait toprakların kamulaştırılıp alınmasını engellemekti33. Ayni yıl, Maki Partisi üyesi Arap şair Tawfik Ziad’ın seçimlerde Nasıra valisi olarak seçilmesi, politik bir atılımın gerçekleştiğini gösterdi. 1980’ler İslami Hareketin doğumunu gördü. Arap dünyasında daha geniş yer alan bu hareket, İslam’ı, politikanın içine almayı amaçladı. Hareket, okullar inşa ettirdi, diğer önemli sosyal hizmetleri karşıladı, camiler inşa etti ve ibadet ve tutucu giyinmeyi savundu. İslami hareket özellikle yerel olmak üzere, seçim politikalarını etkilemeye başladı34. Birçok Arap vatandaş, Birinci İntifada’yı destekledi. Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere para, yiyecek ve giyecek yardımı yaptılar ve Filistinlilerin yanlarında olduklarını gösteren, İsrail yönetiminde olan yerlerde birkaç grev yaptılar35. Oslo Anlaşmaları’nı takip eden yıllar, Arap vatandaşlar için optimizmin yüksek olduğu bir dönem oldu. İzak Rabin hükûmeti döneminde, Arap partileri, koalisyon kurma konusunda oldukça önemli rol oynadı. Arapların artan katılımı Sivil Toplum örgütlerde de görüldü. 1999 başbakan seçimlerinde Arap seçmenlerin %94’ü Ehud Barak’a oy verdi fakat Barak, merkez bir parti kurup Arapların görüşlerini almadan ve Arap toplumunu hayal kırıklığına uğrattı36.

2000-günümüz

Ekim 2000’de İsrail Devleti ve Arap vatandaşların arası, 12 Arap ve bir Gazzelinin protestolarda öldürülmesiyle gerginleşti. Bu olaya cevap olarak, hükûmet Or Komisyonunu kurdu. Bu komisyon, olan olayları inceleme altına aldı. Ekim 2000’de gerçekleşen bu olay, Arapların İsrail vatandaşlığını sorgulamasına neden oldu. Çoğu protestolarla 2001 seçimlerini boykot etti37. 2006 Lübnan Savaşı’nda, İsrail Devleti, Hizbullah saldırılarına karşı aldıkları tedbirlerin Yahudi nüfusun güveliği için olduğu ve Arap vatandaşları göz ardı ettiği için eleştirildi Arap cephesi tarafından. Ekim 2006’da, başbakan Ehud Olmert’in sağ bir parti olan Yisrael Beiteinu’nun koalisyona katılmasını istemesiyle ilişkiler yine gerildi. Parti lideri Avigdor Leiberman, etnik tabanlı toprak değişimini savunuyordu.Ocak 2007’de, İsrail tarihinde bir ilk olarak, Dürzi olmayan bir Arap Bakan Raleb Majadele, bakan olarak atandı. Bu olayın, İsrail’in Yahudi devleti olması statüsünü kötü etkilediğini savunanlar oldu.

Etnik ve Dini Gruplar

2006 yılında, resmi sayılara göre, İsrail’deki Arap vatandaşların sayısı, Doğu Kudüs’teki vatandaşlığa sahip olmayan kişilerle birlikte, 1.143.500 olmakla birlikte İsrail nüfusunun %20’sini oluşturuyordu38. İsrail İstatistik Kurumu’na göre (Mayıs 2003), Müslümanlar, - Bedevilerle birlikte, İsrail’deki Arap vatandaşların %82’sini, Dürziler %9’unu ve Hristiyanlar da %9’unu oluşturuyor39. Tahminlere göre, 2025 yılına varıldığında, Arap vatandaşlar İsrail popülasyonunun %25’ini oluşturacak40. Arap vatandaşların millî ve ana dilleri, Arapça ve Arapça’nın Filistin diyalektidir. Modern Standart Arapça bilgisi yer yer değişmektedir41.

Müslümanlar

Bedeviler dışında, yerleşmiş topluluklar arasında, Müslüman Araplar, İsrail’deki Arap vatandaşların %70’ini oluşturmaktadır. 2008 yılında anne başına düşen ortalama çocuk sayısı 3.97’den 2010 yılında 3.84’e düşmüştür42. Müslüman nüfus çoğunlukla gençtir ve %42’si 15 yaş altıdır. Müslüman İsraillilerin yaş medyanı 18 iken, Yahudi nüfusunun medyanı 30’dur.

Bedeviler

İsrail Dışişleri Bakanlığı’na göre, Negev’de 110.000 Bedevi yaşamaktadır. 50.000 i Galilee’de ve 10.000 i İsrail’in merkezi bölgelerinde yaşamaktadır43. Tahminlere göre İsrail’in 1948’deki kurulmasından önce, Negev bölgesinde 65.000-90.000 kadar Bedevi yaşamaktaydı44. İsrail hükümeti 1979 ve 1982 yılları arasında yedi adet gelişme kasabası kurdu. Bedevi nüfusunun aşağı yukarı yarısı bu kasabalarda yaşamaktadır. Bu yerleşim yerlerinin en büyüğü Rahat’tır ve diğerleri de Ar’arat an-Nagab, Bir Hadaj, Kuseife, Lakiya, Shaqip al Salam ve tel as-Sabi’dir. Yaklaşık %40-%50 Bedevi, resmi olarak tanınmayan 40 civarındaki köylerde yaşamaktadır. Bu köylerin elektrik ve su bağlantıları yoktur4546.

Dürziler

Birçok Dürzi ülkenin kuzeyinde yaşamaktadır. 1967 tarihinde Suriye’den alınan ve 1981 tarihinde İsrail’e katılan Golan Tepeleri’nde yaşayan Dürziler, Golan Kanunlarına göre daimi yerlileridir. Birçoğu İsrail vatandaşlığını geri çevirdi47. İngiliz mandası döneminde, Dürziler artan Arap milliyetçiliğine ayak uydurmayıp, şiddetli çatışmalara girmediler. 1948’de birçok Dürzi, İsrail ordusuna gönüllü olarak katıldı ve hiçbir Dürzi köyü yıkılmadı48 Notable cases of "present absentees" include the residents of Saffuriyya and the Galilee villages of Kafr Bir'im and Iqrit.49. Devletin kurulmasından beri, Dürziler, İsrail ile işbirliği içinde olup, Arap ve İslami radikalizminden kendilerini uzak tuttular50. Dürzilerin dini anlayışlarına göre, yaşadıkları ülkeye hizmet etmek önemlidir. Dürziler, İsrail güvenlik güçlerinde hizmet verirler51. 1957 yılı itibarıyla, İsrail resmi olarak Dürzileri özgür dini bir topluluk olarak tanıdı52. Dürziler, İsrail İçişleri bakanlığı tarafından farklı bir etnik grup olarak nüfusa kaydolabilme hakkına sahipler. İsrail’deki eğitim İbranice ve Arapça olmak üzere iki tip okulda yapılırken, Dürziler Arapça eğitim verilen okullarda kendilerine özgü ve özel farklı bir kısma sahiptir. Diğer Arap vatandaşlar göz önünde bulundurulduğunda, Dürziler, kendilerini Arap’tan çok İsrailli olarak adlandırırlar. Dürzi politikacılar arasında Ayood Kara (Likud Partisi) Majalli Wahabi (Kadima) ve Arap Balad Partisi’nden Said Nafa vardır53.

Hristiyanlar

Hristiyan Araplar, Arap vatandaşların %9’unu oluşturmaktadırlar. Yaklaşık %70’i kuzeyde, Jish, Eliabun, Kafr Yasif, Kafr Kanna, I'billin, Shefa-'Amr’da yaşamaktadır. Bazı Dürzi köyleri küçük Hristiyan nüfuslarına sahiptir54. Nasıra, en çok Hristiyan Arap nüfusuna sahiptir. İsrail’de 117.000 civarında Hristiyan vardır55. Hristiyan Araplar, Arap partilerinde aktif rol almaktadır. Bazı politik liderler arasında, Başrahip George Hakim, Emile Toma, Tawfik Toubi, Emile Habibi, ve Azmi Bishara bulunmaktadır. Hristiyan Araplar, İsrail’deki en çok eğimli kesimi oluşturmaktadır. Lisans ve üst seviye eğitimde Yahudi, Müslüman ve Dürzilerden daha öndedirler56 ve Hristiyanlar, üniversite sınavlarında en çok başarılı kesimi oluşturmaktadırlar57.

Tanımlama tercihleri

Arap vatandaşların İsrail Devlet ile ilişkileri, gerginleşebilir ve bu, diğer ülkelerdeki azınlık nüfusları ve devlet otoriteleri arasındaki ilişkilere benzemektedir58. Arap Vatandaşlar kendilerini yerli halk olarak görürler59. Kendilerini Filistinli olarak adlandırıp, İsrail vatandaşlığına sahip olmaları; “Benim devletim, milletimle savaşta” gibi söylemlerle tanımlanmıştır60. 1948 ve 1967 arasında, çok az sayıdaki Arap vatandaş kendisini açıkça Filistinli olarak tanımladı ve “İsralli-Arap” genel olarak seçilen adlandırma oldu61. Filistinli kimliğine ait, Filistin bayrağı açmak, milliyetçi marşlar söylemek gibi, öğeleri kamu alanlarında göstermek yakın zamana kadar yasaktı62. 1967’deki Altı-Gün savaşında İsrail tarafından alınan, Doğu Kudüs’te yaşayan Arapların özel bir durumu vardır. İsrail kimliği taşımalarına rağmen, birçoğu daimi oturma iznine sahiptir, çünkü savaş sonrasında kendilerine verilen İsrail vatandaşlığını kabul etmediler. Böylece Batı Şeria ile olan bağlantılarını yitirmemektedirler63. Daimi oturma iznine sahip olarak, Kudüs’ün yerel seçimlerinde o verebilmektedirler. Dürzilerin birçoğu kendini Suriyeli olarak tanımlamaktadır64.

Nüfus

2006 yılında İsrail’de yaşayan Arapların resmi olarak sayısı 1.413.500’dü. Bu sayı İsrail nüfusunun %20 idi. Doğu Kudüs’te bulunan Filistinlilerin %98’i, ya İsrail vatandaşlığına sahipti ya da sınırsız oturma iznine sahipti. Buna rağmen, 2006 yılında verilen bu rakamın içindeki Doğu Kudüs’te bulunan 209.000 Arap (İsrailli Arap nüfusunun %14’ü) aynı zamanda Filistin istatistiklerinde de sayılmaktadır65. İsrail’in Kuzey Bölgesi’nde yaşayan Arap vatandaşlar, toplam nüfusun %52’sini oluşturmakta ve Arap nüfusunun %50’si İsrail’in 114 farklı muhitinde yaşamaktadır66. İsrail’de tamamıyla olmasa da çoğunluğunu Arapların oluşturduğu 122 muhit vardır, 89’unda 2000 üzerindedir nüfus67. 7 kasaba ve Negev’deki Bedevi nüfusu için devlet tarafından yapılan Abu Basma Bölgesel Konseyi, 1948 sonrası kurulan yerleşim yerleridir. Ülkenin Araplarının 46%si (622,400) Kuzey’de Arapların çoğunlukta olduğu yerlerde yaşamaktadır68. Nasıra, 40.000’inin Müslüman olduğu 65.000 nüfusla, en büyük Arap şehridir. Shefa-Amr yaklaşık 32.000 kişilik nüfusa sahiptir ve şehir çoğunluğu Müslüman olmak üzere, Hristiyan ve Dürzilerden oluşmaktadır. Kudüs karışık bir şehirdir. En büyük Arap yoğunluğuna sahip şehirdir. Kudüs 2000 yılında 209.000 Araba sahipti ve bu sayı şehrin %33’ü idi. Arap vatandaşlarının %14’ü Haifa Bölgesi’nde, özellikle Wadi Ara çevresinde yaşamaktadır. Buradaki 43.000 nüfuslu Umm al-Fahm, Müslümanların en büyük şehridir. Baga-jatt ve Carmel şehirleri ikinci en büyük Müslüman şehirleridir bu bölgede. Hayfa Şehri %9’luk bir Arap nüfusuna sahiptir ve çoğunluğu Wadi Nisnas’tadır. Ülkenin Arap nüfusunun %10’u Orta Bölge’de, Tayibe,Tira ve Qalansawe ve çoğunluğunun Yahudi olduğu Lod ve Ramla şehirlerinde yaşamaktadır (54). Kalan %11’in %10’u Negev’in kuzeybatısındaki Bedevi toplumudur. Bedevi şehri olan Rahat, Güney Bölge’deki tek ve üçüncü en büyük Arap şehridir. Kalan %1’i neredeyse tamamının Yahudi olduğu şehirlerde yaşamaktadır. Arap nüfusun %9 olduğu Nasıra Illit ve %4 olduğu Tel-Aviv-Yafo bu şehirler arasındadır6970 Şubat 2008’de, ilk olarak, İsrail’de yeni bir Arap şehrinin kurulabileceğini duyurdu. Haaretz’e göre, ‘İsrail Devleti’nin kurulumundan itibaren yeni bir Arap yerleşim alanı inşa edilmedi. Tek istisna, Negev’deki Bedeviler için kurulan ev projeleri71.’

En büyük Arap bölgeleri

Araplar, Galilee’nin kalbinin ve Yeşil Hat çevresinde olan, Wadi Ara’nın da içinde olduğu alanların çoğunluğunu oluşturmaktadırlar. Bedevi Araplar, Negev’in kuzeydoğu kısmındaki çoğunluğu oluşturmaktadırlar.

Demografik Tehdit

İsrail kuzeyindeki Arap nüfusu yüzdesi azalmaktadır72. Arap nüfusunun İsrail içindeki artışı ve iki büyük coğrafik bölgede (Galilee ve üçgen) nüfusun çoğunluğunu Arapların oluşturması, son dönem politik tartışmalarına malzeme olmuştur. Haftalık Al-Ahram editörü, doktor Wahid Abd Al-Magid, Stratejik Arap Raporu; 1948’de İsrail’de kalan Arapların (İsrail topraklarında kalıp İsrail vatandaşlığını kabul eden) 2035’te İsrail nüfusunun çoğunluğunu oluşturma ihtimalinin olduğunu ve 2048 yılına varıldığında Arapların kesinlikle çoğunluk olacağını öngörüyor73. Araplar arasında, Müslümanlar en yüksek doğum oranına sahip, Müslümanları Dürziler ve Hristiyanlar takip etmekte74. Demografik Tehdit (ya da demografik bomba) İsrail’in politik çevresinde kullanılan; İsrail’in Arap vatandaşlarının çoğalıp çoğunluğu oluşturmasını ve İsrail’in bir Yahudi Devleti olmaktan, Yahudi çoğunluğun, azınlık durumuna düşmesiyle uzaklaşacağını belirten bir söylemdir. İsrailli tarihçi Benny Morris, 2004 yılında, İsrailli Arapların ülkeden uzaklaştırılması fikrine tamamıyla karşı çıkacak biri olmasına rağmen, İsrail’in varoluşunu tehdit altına alacak böyle bir ‘kıyamet senaryosunda’ ülkeden uzaklaşmalarının tek çözüm olacağını belirtti. İsrailli Arap vatandaşları demografik ve güvenlik açısından bir saatli bombaya benzetti ve savaş zamanında Devleti arkadan vurmaya meyilli olduklarını belirtti75. Birçok politikacı7677, İsrail’deki Arap vatandaşları güvenlik ve nüfus açısından tehdit olarak gördü787980 Demografik Bomba terimi, 2003 yılında Benyamin Netanyahu tarafından kullanıldı81. Netanyahu, Arap vatandaşlarının nüfusunun, o dönemdeki seviyesinden %20 artmasıyla birlikte İsrail’in Yahudi nüfus çoğunluğunu yitireceğini belirtti. Netanyahu’nun bu demeci, Arap Knesset üyeleri ve Kamu Hakları Derneği gibi sivil toplum örgütleri tarafından ırkçı olarak eleştirildi82. 2003 yılında, Maa’riv gazetesi dönemin Nüfus İdaresi direktörü Herzl Gedj tarafından hazırlanan raporun detaylarını sunan ‘Özel Rapor: Çokeşlilik bir güvenlik tehdididir’ adlı bir makale yayınladı. Rapor, Bedevi bölgelerindeki çokeşliliği bir güvenlik tehdidi olarak adlandırıp, nüfus artışını yavaşlatmanın yollarının bulunması gerektiğini savundu83 The Population Administration is a department of the Demographic Council, whose purpose, according to the Israeli Central Bureau of Statistics is: “...to increase the Jewish birthrate by encouraging women to have more children using government grants, housing benefits, and other incentives.”84. Nüfus İdaresi, Demografik Konseyin bir departmanıdır ve amacı, ‘İsrail’deki Yahudi doğum oranını, kadınların, devlet tarafından verilen maddi yardımlarla daha çok çocuk yaparak artırmalarını’ desteklemektir85. 2008 yılında İçişleri Bakanı Yaakov Ganot’u yeni Nüfus İdaresi Başkanı olarak atadı. Haaretz’e göre bu atama, ‘İçişleri Bakanlığının yaptığı en önemli atamaydı’86. 2011 yılındaki bir çalışma, İsrail’deki Yahudi nüfusunun arttığını ve İsrailli Arap vatandaşların nüfusunun azaldığını gösterdi. Çalışmaya göre, 2010 yılında Yahudi doğum oranı %31 arttı ve 19.000 diaspora Yahudisi İsrail’e göçtü. Bunun yanı sıra Arap doğum oranı %1.7 düştü87.

Toprak ve nüfus takası

Bazı İsrailli politikacılar, toprak takası üzerine öneriler sundular. Amaçları İsrail’in Yahudi çoğunluğunu devam ettirmekti. Bu önerinden biri, Yeşil Hattın batısında bulunan Arapların nüfusunu oluşturduğu Wadi Ara’yı İsrail egemenliğinden çıkarıp Filistin’e vermek ve karşılığında Batı Şeria’daki Yahudi yoğunluklu yerleşim alanlarında resmi egemenliğe sahip olmaktır88. 17. Knesset’in dördüncü en büyük grubu olan Yisrael Beiteinu’dan Avigdor Lieberman, Batı Şeria sınırındaki Arap yerleşim alanlarını (Tayibe, Umm al-Fahm, Baqa al-Gharbiyye )Filistin Millî Otoritesi’ne verip, Batı Şeria içindeki Yahudi yerleşim alanlarını İsrail yönetimine almayı savunan politikacılardan biriydi8990919293949596 . Ekim 2006’da Yisrael Beiteniu, Kadima tarafından liderliği yürütülen iktidardaki koalisyona resmi olarak katıldı. İsrail Kabinesinin Avigdor Lieberman’ı Stratejik Tehditler Bakanlığına atamasıyla birlikte, İşçi Partisi temsilcisi ve Bilim, Spor ve Kültür bakanı Ophir Pines-Paz istifa etti97. Ehud Olmert’e verdiği istifa mektubunda, ‘Irkçılık vaazları veren bir bakanla aynı hükümetle çalışamazdım’ yazdı. Lieberman Planı Arap vatandaşları arasında büyük bir karışıklığa sebep oldu. Birçok anket, İsrail’deki Arapların Batı Şeria’ya ya da Gazze’ye taşınmak istemediğini gösterdi98. Kul Al-Arab tarafından yapılan bir ankete göre, Um Al-Fahm’da yaşayan Arapların %83’ü şehirlerinin Filistin yetkisine transfer edilmesi fikrine karşı çıktı. %11’i destekledi ve %6’sı herhangi bir fikir belirtmedi99. Karşı çıkanların %54’ü, Filistin’in bir parçası olmak istemediklerini, çünkü demokratik bir rejim altında iyi yaşam standartlarıyla yaşamaya devam etmek istediklerini belirttiler. %18’i şu anki durumlarından hoşnut olduklarını, İsrail’de doğduklarını ve başka bir devlete taşınmak istemediklerini belirtti. %14’ü Filistin devleti için bir şeyleri feda etmeye hazır olmadıklarını belirtti. %11’i ise herhangi bir neden belirtmeden karşı çıktı100.

Siyaset

Arap Siyasi Partileri

İsrail’de üç adet ana akım Arap partisi vardır: Hadash (Arap çoğunluğuna sahip Arap-Yahudi birleşik partisi), Balad ve İsrail İslami Hareketinin de içinde bulunduğu birçok organizasyonu barındıran Birleşik Arap Listesidir. Bunların yanı sıra, Ta’al adlı parti de vardır. Bütün bu partiler, öncelikli olarak İsrailli Arapların ve Filistinlilerin haklarının temsilini yapar. İslami hareket ise iki gruptan oluşan bir organizasyona sahiptir: biri İsrail’in varoluşuna karşı çıkar ve diğeri de Yahudi bir devlet olmasına karşı çıkar. İki Arap partisi İsrail’in 1949’daki ilk seçimlerinde yer aldı ve iki koltuk kazandı. 1960’lara kadar bütün Arap partileri, lider parti Mapai ile aynı hizada yer aldılar. Solcu partiler (işçi partisi ve Meretz-Yachad) Araplar arasında en popüler partilerdir. Buna rağmen Dürziler sağcı partilerden Likud ve Yisrael Beiteinu ve ortada bulunan Kadima’ya oy verdiler101102.

Knesset’te Temsil

2011 itibarıyla 120 İsrail Parlamentosu üyesinin 13 ü Arap vatandaşıdır. Bu üyeler Arap siyasi partileri temsil etmektedirler ve İsrail Anayasa mahkemesi hakimlerinden biri Filistinli bir Arap’tır103. Bazı Arap Knesset üyeleri, İsrail kanunları tarafından düşman ilan edilen ülkelere ziyaretleri nedeniyle polis sorgusu altındadırlar. Bu kanun, Knesset üyesi Mohammad Barakeh’nin 2001’deki Suriye gezisiyle değiştirildi. Yeni değişikliğe göre, Knesset üyeleri, bu tür ülkeler için İçişleri bakanlığından açıkça izin istemelidir. Ağustos 2006’da Balad üyeleri, Azmi Bishara, Jamal Zahalka ve Wasil Taha Suriye’yi izin almadan ve izin verilmeden ziyaret ettiler ve bu davranışlarından dolayı bir resmi soruşturma başlatıldı. Eski Arap üyelerden olan Mohammed Miari, izinsiz olarak bu ülkelerden birine girmesinden dolayı 18 Eylül 2006 tarihinde polis tarafından 2.5 saat sorgulandı. Bir diğer Arap Knesset üyesi Muhammad Kanan, aynı ziyaretten dolayı sorgulandı104. 2010 yılında, 6 Arap Knesset üyesi Libya’yı ziyaret etti. Ziyaretlerinde, açıkça Anti-Semitist olduğunu belirten Gaddafi’yle ve birçok hükûmet sorumlusuyla buluştular. Gaddafi, Arapların çoğalması gerektiğini ve tek devlet çözümünde kararlı olmaları gerektiğini belirtti.

Kamu Hizmetlerinde Temsil

Kamu iş alanında, 2002 sonuna doğru, İsrail kamu çalışanlarının %6.1’i yani 56.362 kamu işçisi Arap’tı105. 2004 ocağında, Başbakan Ariel Şaron, bütün devlet tarafından işletilen şirketlerin yönetim kurullarında en azından bir adet Arap vatandaşın olması gerektiğini deklare etti106.

Siyasal, Yargısal ve Askeri alanda temsil

Kabine: Nawaf Massalha, Müslüman bir Arap’tır ve birçok alt seviye bakanlık görevlerinde bulunmuştur. Bu görevlerin arasında 1999’dan beri sürdürdüğü, Dışişleri bakan yardımcılığı vardır107. 2001 yılına kadar, hiçbir Arap, Başbakanlık kabinesinde yer almadı ya da hiçbir koalisyona katılma daveti almadılar. 2001 yılında bu durum, Dürzi Arap vatandaşlarından Salah Tarif’in Şaron’un kabinesinden herhangi bir bakanlık almadan görev almasıyla değişti. Tarif sonrasında yolsuzluktan dolayı görevinden uzaklaştırıldı108. 2007 yılında, İsrail tarihinde ilk Dürzi olmayan Arap vatandaşı Raleb Majadele, spesifik görevi olmaksızın Bakan olarak atandı ve bir ay sonra Bilim, Kültür ve Spor Bakanı olarak atandı109110111. Majadele’nin atanması aşırı sağcı İsrailliler tarafından eleştirildi. Bu eleştiriler ana akım İsrail siyasi spektrumundan ve kabinenin içinden de geldi112113. Araplar ise bu girişimi, İsrail’in Arap azınlıklara karşı ayrımcı politikalarını aklamaya çalışmak olarak adlandırdı114115.
Knesset: İsrailli Arap vatandaşlar, bütün Knesset seçimlerinde seçildiler ve şu andaki koltuk sayıları 17’dir. İlk kadın Arap Knesset üyesi, 1999’da seçilen, bir Müslüman Arap olan Hussniya Jabara’dır.
Yüksek Mahkeme: Kuzey İsrail’den bir Müslüman olan, Abdel Rahman Zuabi, İsrail Yüksek Mahkemesinde yer alan ilk Arap’tır. Hristiyan Araplardan olan Haifalı Salim Joubran, 2004 yılında, daimi olarak seçilen ilk Arap vatandaştır. Joubran’ın çalışma alanı Kriminal kanundur116. Hristiyan Araplardan Jaffalı George Kara, Tel-Aviv bölge mahkemesinde 200 yılından itibaren hakim olarak görev almakta.
Yurt dışı hizmeti: Ali Yahya, Müslüman bir Arap olarak, İsrail’in ilk Arap elçisi olarak Finlandiya’ya 1995 yılında atandı. 1999 yılına kadar görevini Finlandiya’da sürdürdü ve 2006 yılında Yunanistan’a Elçi olarak atandı. Diğer Arap elçiler arasında, Vietnam’a atanan Dürzi Walid Mansour ve diğer bir Dürzi olan Reda Mansour (Ekvador elçiliği) dur. Müslüman Arap Mohammed Masarwa, Atlanta Başkonsolosu olarak atandı. 2006 yılındai İsmail Khaldi, San Francisco ya konsolos olarak atandı ve İsrail Devletinin ilk Bedevi konsolosu oldu117.

İsrail Güvenlik Güçleri: İGG’de görev alan Arap generaller arasında, Tümgeneral Hussain Fares, İsrail sınır polisinin komutanı ve Tümgeneral Yosef Mishlav vardır. Her ikisi de Dürzi’dir. Diğer üst rütbeli görevliler arasında, Dürzi Yarbay Amos Yarkoni (doğum adı Abd el-Majid Hidr / عبد الماجد حيدر) vardır ve kendisi en yüksek üçüncü madalyaya sahip Araptan biridir.

İsrail Polisi: 2011 yılında, Jamal Hakroush, İsrail’in ilk Müslüman Arap yardımcı müfettiş general oldu. Daha önce iki bölgeden sorumlu bölge komutanıydı118.
Yahudi Millî Fonu: 2007 yılında, Ra’di Sfori, YMF’ye seçilen ilk Arap direktör oldu. Atamaya karşı çıkılmasına rağmen, mahkeme, bu direktörlüğün diğer direktörler arasında bir pozisyon olduğundan, Sfori’nin, İsrail hedeflerine karşı çıkamayacağını belirterek atamayı savundu119.

Diğer Siyasi Organizasyonlar ve Hareketler

Abna el-Balad: 1969 yılı başlarında başlayan Arap üniversite gençlerinin başlattığı bir siyasi harekettir. Knesset’teki Arap partisi Balad ile bağlantısı yoktur. Yerel seçimlere katılırken, Knesset’e katılma fikrine tamamen karşıdırlar. Bu hareketin dillendirdikleri istekleri arasında Filistinli mültecilerin evlerine geri dönmeleri, İsrail işgalinin ve ayrımcılıkların sona ermesi ve demokratik Filistin devleti’nin kurulması120.
İsrailli Arap Vatandaşları Yüksek Takip Komitesi: Bu komite, parlamento dışında olan bir şemsiye organizasyondur ve İsrailli Arap vatandaşların temsilini yapar121. Bu komite, bütün Arap vatandaşları ilgilendiren konuları dile getiren ve bağlayıcı karar alabilen en üst düzey kuruluştur122. De facto olarak İsrail devleti tarafından tanınmıştır fakat de Jure olarak kapasitesi ve resmi tanınması gerçekleşmemiştir123.
Ta'ayush: Ta'ayush tabana ait, Yahudi ve Müslümanların bir arada yürüttüğü, gerçek Yahudi-Müslüman dayanışmasını destekleyen bir harekettir. Amacı ayrımcılığa son vermektir.
Tanınmamış Köylerin Bölgesel Konseyi: Resmi olmayan temsilcilerin oluşturduğu bir kuruluştur. Amacı Güney’deki Negev bölgesinde resmi olarak tanınmamış köyleri temsil etmektir.

Arap Siyasi Partilerinin Yasaklama Girişimleri

Knesset ve Siyasal Partiler yasasındaki 9 nolu eke göre, amacı İsrail Devleti’nin bir Yahudi devleti olarak varlığına karşı tutum alan ve demokratik rejime karşı ve ırkçı motiflere bağlı partilerin seçime giremeyeceğini belirtir124125. Arap partileri bu kanuna dayanılarak birkaç kez diskalifiye edilmeye çalışıldı fakat 2010 itibarıyla, İsrail Merkezi Seçim Komitesi bu tür girişimleri kabul edilmedi ya da İsrail Anayasa Mahkemesi tarafından girişimler geri çevrildi.

Barış için İlerici Liste

İsrail Merkezi Seçim Komitesinin bir hükmü, 1988 yılında, Barış için İlerici Liste’nin seçimlere katılmasına izin verdi. Bu hükmün altında, listenin, İsrail’in bütün vatandaşlarını içeren bir devlet olarak var olmasını sağlayacak bir platform amaçladığı belirtilerek, bir tehdit unsuru oluşturmadığı bildirildi ve Anayasa mahkemesi listeyi korudu126.

Balad

Aralık 2002’de, Azmi Bishara ve partisi Balad, İsrail’in ‘bütün vatandaşları için var olan bir devlet’ olmasını savundu fakat İsrail Merkezi Seçim Komitesi partiyi yasakladı. Neden olarak da partinin İsraili bir demokrat-Yahudi devleti olarak görmediği ve İsrail devletine karşı silahlı çatışmayı desteklediği öne sürüldü127. Anayasa mahkemesi, seçim komitesinin kararını Ocak 2003'te geri çevirdi128. Bishara, 1996 ve 2007 arasında Knesset üyesi olarak görevini sürdürdü. 2005 yılında Lübnan’daki bir demeçte ‘Bütün Arapların olduğu gibi, İsrail’deki Araplarında aynı olduğunu, sadece üzerlerinde zorlanmış bir İsrail vatandaşlığının olduğunu belirtti. Ayrıca İsrail’e demokrasisini alıp Filistin’i geri vermesini ve Arapların demokrasiyle ilgilenmediklerini belirtti129. Bishara Knesset’teki görevini ve ülkeyi 2007 yılında terk etti. Casusluk ve para hortumculuğuyla suçlandı. Suçlamalara göre, 2006 Lübnan savaşında roketle saldırılar için Hizbullah’a stratejik saldırı noktalarını büyük miktarda para karşılığında vermişti130.

Birleşik Arap Listesi – Ta’al ve Balad

2009 yılında, "Birleşmiş Arap listesi – Ta’al ve Balad" İsrail'i bir demokrat-Yahudi devleti olarak görmediği ve İsrail devletine karşı silahlı çatışmayı desteklediği gerekçeleriyle diskalifiye edildi131. İsrail Anayasa Mahkemesi, 8’e 1 çoğunlukla Komitenin kararını geri çevirdi132.

Yasal ve Politik Durum

İsrail’in Bağımsızlığını İlan etmesi, Yahudi bir devletin, -din, ırk ve cinsiyet gözetmeksizin sosyal ve politik hakların eşit olduğu bir şekilde kurulmasını amaçladı133. Vatanaşların hakları bir dizi Temel Kanunla (İsrail yazılı bir anayasaya sahip değildir)134. Bu kanunların açıkça ‘eşitlik hakkı’ nı belirtmemesine rağmen, İsrail Yüksek Mahkemesi, Temel kanunları İnsan Değeri ve Özgürlüğü ve İş Özgürlüğü (1994)135 olarak, İsrail vatandaşlarının eşit haklarını garanti altına aldığını tutarlı bir şekilde yorumladı136. İsrail Dışişleri Bakanlığı; ‘İsrailli Araplar İsrail’in eşit haklara sahip vatandaşlarıdır’ ve ‘Arap ve Yahudi vatandaşların arasında fark haklarında değil kamusal ödevlerindedir. İsrail’in kurulumundan beri, Arap vatandaşlar zorunlu askerlikten muhaftır’ diye belirtmiştir137. Dürziler askerlik yaparlar ama Araplar için askerliği gönüllü yapmak serbesttir. Çok az sayıda Arap İsrail ordusunda görev yapmaya gönüllü olmaktadır138. Birçok Arap vatandaş, devletin ve toplumun kendilerini ikinci sınıf vatandaş olarak görmelerinin yanı sıra, kendilerine düşman gibi davrandıklarını ve de jure/de facto vatandaşlık anlayışını etkilediklerini belirtmektedir139.

Arapça ve İbranice’nin resmi diller oluşu

Arapça, İsrail’in resmi dillerinden biridir ve Arapçanın kullanımı, 1990’lardaki yüksek mahkemenin kararıyla genişletilmiştir. Bakanlıklar, kamuya yönelik bütün materyalleri İbranice yayınlayıp, seçilen materyalleri, Arapça, İngilizce, Rusça ve diğer İsrail’de konuşulan dillere çevirtmektedir. Arap nüfusun bilgilere Arapça ulaşmasını garanti altına alan yasalar vardır. Bazı örnekleri arasında, devlet televizyonlarının birçok prodüksiyonunun Arapça ya da Arapça altyazılı olması, çalışma alanlarındaki güvenlik düzenlenmelerinin Arap çalışan sayısına göre Arapça yazılı olması, ilaçların ve tehlikeli kimyasal maddelerin hakkındaki bilginin Arapça olması ve seçimler hakkındaki bilgilerin Arapça olması vardır. Ülkenin kanunları İbranice yayınlanır ve zamanla İngilizce ve Arapça çevrileri de yayınlanır140. Kanunların İbranice olarak resmi gazetede (Rashumot) yayınlanması, kanunun geçerli olması için yeterlidir. Arapça çevirinin olmaması, eğer savunan kişi yasanın anlaşılmadığını kanıtlarsa yasal savunma olarak kabul edilebilir. İsrail Yüksek Mahkemesi’ne yapılan başvurularla, Arapçanın sokak işaretlerinde ve tabelalarda kullanılması arttı. İsrailli Arap organizasyonların yaptığı bir başvuruyla, Yüksek Mahkeme, İbranice’den sonra gelmek üzere, Arapçanın resmi dil olmasını ve daha sık kullanılmasını hükmetti. Günümüzde birçok otobanların çoğu üç dillidir (İbranice, Arapça ve İngilizce). Birçok Arap köyü sokak işaretlerine sahip değildir ve İbranice isimleri sıkça kullanılır141142. İbranice, sadece Arap topluluğunun, yeni göç edenlerin, yabancı çalışanların ve turistlerin bulunduğu yerlerin dışında, çalışma yerlerinde kullanılan standart dildir. Arap topluluklarının yaşadıkları yerlerde, eğitim, devletin adapte ettiği müfredatla Arapça yapılır. Müfredat, İbranice’yi zorunlu yabancı dil olarak içerir 3. sınıf itibarıyla. Arapça, İbranice eğitim veren okullarda öğretilir, ancak sadece basit seviyesi zorunludur. 2008 yılı yazında, sağcı partiler Arapçanın resmi dil statüsünden çıkarılmasını istediler143.

Millî İsrail Sembolleri

Bazı Arap politikacılar, İsrail bayrağı ve millî marşının tekrar değerlendirilmesini istedi. Sebep olarak, Davud Yıldızı’nın bayrağın merkezinde olmasının sadece Yahudilere ait olması ve Hatikva’nın Arap vatandaşlarını temsil etmemesi ve Yahudilerin anavatana dönüş isteklerini belirtmesidir.

Özgürlük Günü

İsrail’de Özgürlük Günü, İbrani Takvimine göre Lyar ayının 5. gününde gerçekleşir, ve bu gün Gregoryan takvimine göre her yıl farklı bir tarihe denk gelmektedir. Arap vatandaşlar, genel olarak bu günü ve 15 Mayısı, diğer Filistinler gibi Al-Nakba (facia günü) olarak kabul ederler144. Dürzi askerler, 1949 yılındaki ilk İsrail özgürlük yürüyüşünde yer aldılar145 ve o günden beri Dürziler için yürüyüşler ve Bedeviler içinse özel etkinlikler yapılmakta146. Ocak 2008’de, Shefa-Amr valisi, Ursan Yasin, İsrail Devlet’inden gelen komitedeki görevlilerle buluşup, kurtuluşun 60. yıldönümü kutlamalarında Shefa-Amr’ın kutlamalara katılmak istediklerini belirtti. Yasin, kutlamalara katılmak istediklerini ve 40.000 nüfusluk Shefa-Amr’ın İsrail’in bir parçası olarak hissettiğini, ve kutlamalara katılmanın birçok vatandaşın isteği olduğunu belirtti. Ayrıca, ‘biz çocuklarımızı bu devletten nefret eder bir şekilde büyütmeyeceğiz. Bu bizim ülkemiz ve bizler Yahudi vatandaşlarla birlikte var olmak istiyoruz’ dedi147.

Vatandaşlık ve İsrail’e Giriş Kanunu

31 Temmuz 2003’te İsrail, Vatandaşlık ve İsrail vatandaşlığına giriş yasasını (763-2003) halihazırda bulunan Vatandaşlık kanuna ek olarak, bir yıllığına çıkardılar (geçici hüküm). Bu hükme göre, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nde yaşayan Filistinliler (İsrailli biriyle evlenmelerine rağmen) İsrail vatandaşlığına veya oturma iznine sahip olamadılar. Bu hüküm, İsrail Devleti’ni ve amaçlarını benimseyen kişiler ve kendisi veya ailesinin bir üyesi tarafından, devletin yararına bir girişim gösteren kişiler için geçersiz kılındı. Kanunun tarihinin dolmasına yakın, kanun hükmü 6 ay daha uzatıldı ve sonrasında tekrar 5 ay daha uzatıldı148. 8 Mayıs 2005’te yasamadan sorumlu İsrail bakanlık komitesi, kanuna tekrar bir ek yaptı ve vatandaşlık ve giriş kanununu; İsrail vatandaşlığının, Filistinli erkeklerin 35 yaş üzerinde olanları dışındaki ve Filistinli kadınların 25 yaş üstü olanları dışındaki herkese yasaklı olacak şekilde değiştirdi. Vatandaşlık ve Giriş Kanununun savunucuları, kanunun terörist saldırıları engelleyeceğini ve İsrail’in Yahudi karakterini, Arap göçünü engelleyerek koruyacağını gerekçe olarak belirttiler149. Yeni, yaş üzerine olan ek, terörist saldırıların yaşla azaldığını gösteren bir çalışma sonrasında hazırlandı. Bu ek, Filistinlerinin yarısı üzerindeki yasağı kaldırdı. 2006 da bu kanun Yüksek Mahkeme tarafından desteklendi150. Bu kanunun teorik olarak bütün İsraillileri içermesine rağmen, Arap vatandaşların Filistinlerle evlenme olasılığı daha yüksek olduğundan, kanun ayrımcılıkla eleştirildi151 ve Birleşmiş Milletler Irksal Ayrımcılık Komitesi, oybirliğiyle İsrail’in ırkçılık karşıtı insan hakları ilkesini ihlal ettiğine karar verdi152.

Mülk Sahipliği ve İskan

Yahudi Millî Fonu, 1901 yılında kurulan, İsrail’de Yahudi yerleşim yerleri için toprak alıp geliştiren özel bir organizasyondur. Toprak alımları, dünyadaki Yahudiler tarafından yapılan bağışlarla yapıldı153. YMF İsrail’deki toprakların aşağı yukarı %15’ine sahiptir154155. Devlet %79.5’ine ve geri kalanın %6.5’i eşit olarak Arap ve Yahudi sahiplerine bölünmüştür156. YMF’nin sahip olduğu toprakların önemli bir kısmı, ülkeyi terk eden, Filistinlilere aittir ve bu nedenle bazı toprakların YMF tarafından alınması yasal tartışmalara neden olmuştur157158159160 The JNF purchased these lands from the State of Israel between 1949 and 1953, after the state took control of them according to the Absentee Properties Law.161162. YMF bu toprakları, 1949 ve 1953 yılları arası, İsrail devletinin Filistinli eski yerleşimcilerin topraklarını almasından sonra, devletten satın aldı163.

Ekonomik Durum

İsrail’deki Arapların durumu, komşu Arapların durumlarından daha iyidir164. Arap toplumunun 1949’dan sonraki gelişiminin ana özelliği, genelde çiftçi olan nüfusun, endüstriyel proleter çalışma gücüne dönmesiydi. Arap toplumunun ekonomik gelişimi çeşitli dönemlerle ayrı ayrı tanımlanmıştır. İlk dönem (1967 yılına kadar) proleterleşmenin gerçekleştiği dönemdir. 1967 sonrası, Arap nüfusunun ekonomik gelişimi deşteklenmiştir ve arap burjuvazisi, Yahudi burjuvazisi sınırlarında gelişmeye başlamıştır. 1980 ler itibarıyla, toplum kendi ekonomisini, özellikle endüstriyel potansiyelini geliştirdi165. Temmuz 2006’da hükûmet, ülkedeki Arap toplumlarını ‘A sınıfı’ gelişim kategorisine aldı ve böylece vergi faydalarından yararlanır hale getirdi. Bu karar, Arap kesimindeki yatırımları desteklemeyi amaçladı166. Şubat 2007’de New York Times, İsrail’de fakirleşen ailelerin %53’ünün Arap aileleri olduğunu açıkladı167. İsrail’deki Arapların büyük bir kısmı askerlik hizmetini yere getirmediği için, burs ve ev kredisi gibi birçok mali desteğe tabi değiller168. Arap kasabalar, kasaba sakinlerinden vergi toplama konusunda çekingendirler169. Sikkuy adlı ünlü Arap-Yahudi sivil toplum kuruluşu, Araplar, bir grup olarak, en yüksek ev sahipliği oranına sahipler. Arapların %92.6’sı eve sahipken, Yahudilerin 70%i eve sahiptir170.

İstihdam

İsrail’deki işsizlik oranının en yüksek olduğu 40 yerin 36’sı Arapların yaşadığı yerlerdir171. İş bulamamanın temel nedenleri arasında, Yahudilere göre daha az eğitimli olmak, bulundukları yerlerde daha az iş imkanının olması, tarım ve inşaat sektörlerinde yabancı işçilerle olan rekabet vardır172. Dindar ve seküler Yahudi kadınlara göre, Arap kadınların işsizlik oranı daha yüksektir. Arap kadınların %17’si işe sahiptir. Dürzi ve Hristiyan Araplar, Müslümanlara göre daha yüksek istihdam oranına sahiptir173. Tefen Endüstriyel Park’taki 300 işçiye sahip bir Call Center olan, Babcom’un CEO’su İmad Telhami, İsrail’deki Arap işçilere kariyer fırsatı oluşturmayı kendine amaç edinmiştir. Hristiyan bir Arap olan Telhami, İsrail’in işi Hindistana, Doğu Avrupa’ya ve Dünya’nın farklı uçlarına götürdüğünü, kendisinin de işi İsrail’e taşımayı planladığını belirtmiştir. Telhami’ye göre, Araplar arasında oldukça başarılı mühendisler ve büyük bir potansiyel var174. Mart 2010’da hükûmet 216 Milyon doları, Arap kesimin gelişimi için tasarlanan 5 yıllık gelişme planına adadı.planın önemli bir noktası, kadınlar ve akademisyenlere iş olanakları yaratmaktır. Plana göre, 2014’e varıldığında, 15.000 yeni işçi çalışma gücüne eklenmiş olacak175.

Sağlık

Sağlık problemlerine dayalı ölümlerin ortak nedenleri arasında, kalp hastalıkları ve kanser vardır. Kabaca, Arap vatandaşların %14’ü diabetiktir176 ve Arap erkeklerin yarısı sigara kullanmaktadır177. 1948’den beri ortalama yaşam süresi 27 yıl arttı. Sağlıktaki gelişmelerle birlikte, Arap bebek ölümleri 1970 yılındaki binde 32’den 200 yılında binde 8.6’ya düştü178. 2003 yılında, Arap vatandaşları arasında bebek ölümü oranı binde 8.4’ken, Yahudilerdeki bebek ölümü oranı binde 3.6 idi179.

Eğitim

İsrail Devleti, ülkedeki okulların birçoğunun düzenlemesini ve finansmanını yapar. Okul sisteminin iki ana kolu vardır: İbranice eğitim verenler ve Arapça eğitim verenler. İki kolun da müfredatı matematik, fen bilimleri ve İngilizcede neredeyse aynıdır. Tarih, edebiyat gibi derslerde ise farklıdır. Arapça okullarda İbranice 3. sınıf itibarıyla zorunludur ama Arapça, İbranice okullarda 7. sınıftan 9. sınıfa kadar basit seviyede öğretilir. Lise sonuna kadar dil ayrımı devam eder ama üniversite seviyesinde eğitim genelde İbranice ve İngilizce yapılır180. 2001 yılında, Hakları İzleme Örgütü devlet tarafından yürütülen Arap okullarının, Yahudi okullardan dünya kadar farka sahip olduğunu belirtti181. Yüksek eğitime gelince, yeterlilik sınavını geçen Arap öğrencilerin neredeyse yarısı yüksek eğitimde kendine yer bulamamakta. Bunun nedeni bu öğrencilerin Psikometrik Giriş Sınavında yeterli başarıyı gösterememeleridir.

Askerlik

Arap vatandaşların İsrail Ordusuna katılma zorunlulukları yoktur. Bedeviler dışında, yılda aşağı yukarı 120 kişi gönüllü olarak askerlik yapar182. 2000 yılına kadar, yılda Bedevilerin %5-%10’u İsrail ordusuna gönüllü olarak katıldı. Günümüzde askerlik yapan bedevilerin sayısı yüzde 1’den daha azdır183. 2003’teki rapora göre bedeviler arasında orduya katılma isteği son yıllarda aşırı derecede azaldı. Bunun nedeni İsrail Devleti’nin bedevi vatandaşlara eşit hizmet uygulamalarını yapmamasıdır184. Buna rağmen Haaretz’te 2009’da yayımlanan bir makaleye göre bedevilerin askere katılımı 3 katına çıkmıştır185. İsrail Güvenlik Güçleri rakamlarına göre 2002 ve 2003 yılında askere katılanlar arasında Hristiyanlar yüzde 0.1 olarak kaldı. 2004'te bu sayı ikiye katlandı. Günümüzde İsrail Güvenlik Güçleri askere katılım rakamlarını din bazında açıklamamaktadır ama tahmin edilen rakamlara göre 30-40 civarında Hristiyan vardır. 1956 yılında İsrail Devleti ve yerel Dürzi dini liderleri arasında yapılan bir anlaşmaya göre Dürziler İsrail Ordusuna katılmak zorundadırlar. Bu anlaşmaya karşı çıkan Dürziler tepkilerini gösterdiler ama kararın geri alınmasında başarılı olamadılar186. Buna rağmen Dürzi erkeklerin neredeyse hepsi orduya katıldı187. Yakın tarihte, Dürziler arasında artan bir azınlık, zorunlu katılıma karşı çıkıp, askere gitmek istememekteler188189.

Kamu Hizmeti

Ordu da görev almak yerine, Arap gençleri, gönüllü sosyal hizmet yapma opsiyonuna sahiptirler. Karşılığında terhis edilmiş askerlerin faydalandığı haklara sahip olurlar. Gönüllü hizmetler genelde Araplar için ayrılır, kamu kuruluşlarında genelde çalışırlar. 2010 yılı itibarıyla, 1.473 Arap kamu hizmetlerinde gönüllü çalışmaktadır. Kamu hizmetleri idaresine göre, Arap liderler, gençlere, devlet için gönüllü çalışmamalarını söyleyip onları bu alternatiften uzak tutmaya çalışıyorlar. Yıllarca Arap gençlerin terhis olan askerlerle aynı haklara sahip olmalarını savunan bu kişiler, şimdi devletin gönüllü hizmet üzerine olan bu çağrısına gençlerin olumsuz cevap vermesini istemekteler190.

Kültür

İsrail’deki Arap vatandaşların birçoğu, Filistinlerin kültürüne ait birçok öğeyi paylaşır. Birçok Arap kadın, Filistin nakışı ve kıyafetleri yapmaktadır191192. Filistin halk oyunu olan dabke, günümüzde hala kültürel gençlik kamplarında öğretilmektedir ve birçok evlilik törenlerinde görülmektedir.

Dil

Dil açısından, İsrail’deki Arap vatandaşların çoğunluğu iki dillidir ve hem Filistin arapçası hem de İbranice’nin bir lehçesini konuşurlar. Araplara ait evlerde ve Arapların çoğunlukta olduğu yerlerde Arapça konuşulur. Bazı İbranice kelimeler, günlük konuşulan Arapçaya girmiştir. Örneğin; Araplar, 'beseder' (“tamam” la eşdeğerdir) kelimesini Arapça konuşurken kullanırlar. Daimi kullanılan diğer Arapça kelimeler arasında, mazgan (klima) ve mashev (bilgisayar) da vardır. Ortaya çıkan lehçeye “İsrail Arapçası” denir. Farklı Arap bölge ve yerleşim yerlerinde farklı yerel Arapça ağızları vardır. Umm al-Fahm’da yaşayan Araplar, kaph kelimesini “k” yerine “ç” ile söylerler. Bazı Arapça kelimeler sadece bazı spesifik yerlere mahsustur. Arap vatandaşları hem İsrail kanallarını hem de Arapça haberleri izlerler ve hem Arapça hem de İbranice gazeteleri okurlar. Bu onlara haberleri karşılaştırma şansı verir193.

Müzik ve Sanat

Filistin sanatı, İsrail’deki Arap vatandaşlar tarafından desteklenmektedir194. Amal Murkus gibi sanatçıların katkıları ve dönüşen geleneksel Filistin ve Arap müziği stillerine ek olarak, yeni jenerasyon Arap gençleri, yeni müzik formlarıyla Filistin kimliğini gmstermeye başladılar. Örneğin, Lod’da kurulan hip hop grubu DAM, Akka, Beytüllahim, Ramallah ve Gazze şehirlerinde de yeni grupların oluşmasını etkiledi.

Sinema ve Tiyatro

İsrail’deki Arap vatandaşlar, hem İbrani hem de Arap sinema ve tiyatrolarına katkı sağlamaktadır. Mohammad Bakri195 ve Juliano Mer-Khamis İsrail film ve televizyonlarında birçok prodüksiyonda oyunculuk yaptılar.

Edebiyat

Ünlü İsrailli Arap yazarların arasında Emil Habibi, Anton Shammas ve Sayed Kashua vardır.

Kaynakça

Orijinal kaynak: israil arapları. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. . "The issue of terminology relating to this subject is sensitive and at least partially a reflection of political preferences. Most Israeli official documents refer to the Israeli Arab community as "minorities". The Israeli National Security Council (NSC) has used the term "Arab citizens of Israel". Virtually all political parties, movements and non-governmental organisations from within the Arab community use the word "Palestinian" somewhere in their description – at times failing to make any reference to Israel. For consistency of reference and without prejudice to the position of either side, ICG will use both Arab Israeli and terms the community commonly uses to describe itself, such as Palestinian citizens of Israel or Palestinian Arab citizens of Israel."

  2. An IDI Guttman Study of 2008 shows that most Arab citiens of Israel identify as Arabs (45%). While 24% consider themselves Palestinian, 12% consider themselves Israelis, and 19% identify themselves according to religion. Poll: Most Israelis see themselves as Jewish first, Israeli second

  3. Jodi Rudoren, Service to Israel Tugs at Identity of Arab Citizens , NYT 12 July 2012: ‘After decades of calling themselves Israeli Arabs, which in Hebrew sounds like Arabs who belong to Israel, most now prefer Palestinian citizens of Israel.’

  4. Editorial, 'Israel’s Embattled Democracy,' NYT 21 July 2012 :’ Israeli Palestinians are not required to join the army, and most do not. Many feel like second-class citizens and are deeply conflicted about their place in Israeli society.’

  5. Féron, pp. 94, 97–99

  6. Kodmani-Darwish, p. 126, Féron, pp. 37 and 40

  7. Kodmani, p. 126

  8. Kodmani, p. 129

  9. Féron, p. 41

  10. , including permanent residents.

  11. "The Arab Population of Israel 2003," Nurit Yaffe, Israel Central Bureau of Statistics, 1 .

  12. The Bedouin in Israel: Demography Israel Ministry of Foreign Affairs 1 July 1999

  13. "Off the Map: Land and Housing Rights Violations in Israel’s Unrecognized Bedouin Villages" ; Human Rights Watch, March 2008 Volume 20, No. 5(E)

  14. SOCIETY: Minority Communities , Israeli Ministry of Foreign Affairs

  15. Israel in Figures 2010 , Israeli Central Bureau of Statistics, 2010.

  16. Egyptian Dream: Israel will disappear "thanks to demographics" Global Jewish Agenda, 8 November 2001

  17. Statistics Regarding Israeli Arabs , Jewish Virtual Library, November 2008.

  18. "... a fifth column, a league of traitors" (Evelyn Gordon, "No longer the political fringe ", The Jerusalem Post 14 September

  19. "[Avigdor Lieberman] compared Arab MKs to collaborators with Nazis and expressed the hope that they would be executed." (Uzi Benziman, "For want of stability ", Ha'aretz undated)

  20. "... many Israeli Jews view Israeli Arabs as a security and demographic threat." (Evelyn Gordon, "'Kassaming' coexistence ", The Jerusalem Post 23 May 2007)

  21. "Why is Arab criticism always labeled as conspiracy to destroy Israel?" (Abir Kopty, "Fifth column forever? ", Ynetnews 7 April 2007)

  22. "... they hurl accusations against us, like that we are a 'fifth column.'" (Roee Nahmias, "Arab MK: Israel committing 'genocide' of Shiites ", Ynetnews 2 August 2006)

  23. Manski, Rebecca. "A Desert ‘Mirage:’ Privatizing Development Plans in the Negev/Naqab;" Bustan, 2005

  24. HRA: Weekly Review of the Arab Press, Issue No. 92

  25. Amayreh, Khalid. Israeli minister wants Arabs expelled. al-Jazeera. 10 May 2005.

  26. Avnery, Uri. The Israeli Elections . CounterPunch. 30 March 2006.

  27. Israel’s new political reality . ISN. 31 March 2006.

  28. Prusher, Ilene. Israeli right nips at Kadima . Christian Science Monitor. 27 March 2006.

  29. O'Loughlin, Ed. Israel's shunned Arabs watch poll with unease . The Age. 24 March 2006.

  30. Dromi, Uri. Israeli Arabs and the vote . International Herald Tribune. 24 March 2006.

  31. Halpern, Orly. Umm el-Fahm residents angry and apathetic before elections . The Jerusalem Post. 26 March 2006.

  32. Sofer, Ronny. Kadima's new 'enemy' – Lieberman . YNet News. 23 March 2006.

  33. Israeli Arabs and the Vote International Herald Tribune, 24 March 2006

  34. Kul Al-Arab (Nazareth, Israel), 28 July 2000, cited in "Um Al-Fahm Prefers Israel", by Joseph Algazy, Ha'aretz, 1 August 2000. Online copy available 2

  35. Going strong among the Druze Haaretz

  36. The Arab vote Haaretz

  37. PM Sharon convenes meeting of ministerial committee on Non – Jewish Sector Prime Minister's Office, 24 January 2005

  38. Nawaf Massalha Israeli Ministry of Foreign Affairs

  39. Saleh Tarif Israeli Ministry of Foreign Affairs

  40. Lieberman calls on Peretz to quit post for appointing first Arab minister Haaretz, 12 January 2007

  41. Cabinet okays appointment of Majadele as first Arab minister Haaretz, 28 January 2007

  42. First appointment of Arab minister draws mixed reaction in Israel China View3

  43. Salim Jubran Jewish Virtual Library

  44. Omri Efraim. Muslim police officer ascends to new heights

  45. Israeli Arab appointed as a JNF director despite court appeal Haaretz, 5 July 2007

  46. Arab Studies Quarterly (ASQ){{!}}Find Articles at BNET.com |erişimtarihi=30 Aralık 2012 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20130820003130/http://www.findarticles.com/p/articles/mi_m2501/is_1_23/ai_76560794/pg_4 |arşivtarihi=20 Ağustos 2013 |ölüurl=hayır }}

  47. Arab Studies Quarterly (ASQ){{!}}Find Articles at BNET.com |erişimtarihi=30 Aralık 2012 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20130820004112/http://www.findarticles.com/p/articles/mi_m2501/is_1_23/ai_76560794/pg_5 |arşivtarihi=20 Ağustos 2013 |ölüurl=hayır }}

  48. Bishara recommended that Hizbullah attack south of Haifa Ynetnews. Retrieved 3 Mayıs 2007

  49. Arthur Milner. "Arabic in Israel: a pictorial;" Inroads, 1 January 2005

  50. Dr. Muhammad Amara."The Vitality of the Arabic Language in Israel from a Sociolinguistic Perspective" ; Adalah Newsletter, Volume 29, October 2006

  51. Nathan Jeffay."Knesset Hawks Move To Strip Arabic of Official Status in Israel" ; The Jewish Daily Forward, 12 June 2008

  52. "The Druze in Israel," Dr. Naim Aridi, Israeli Ministry of Foreign Affairs, 4 .

  53. "Israeli Arabs find no joy during Independence Day," Larry Derfner, Jewish News Weekly, 24 April 1998,5

  54. Kenneth W. Stein."The Jewish National Fund: Land Purchase Methods and Priorities, 1924 – 1939" ; Middle Eastern Studies, Volume 20 Number 2, pp. 190–205, April 1984

  55. Government Press Office, Israel, 22 May 1997

  56. A. Golan. *The Transfer of Abandoned Rural Arab Lands to Jews During Israel's War of Independence *, Cathedra, 63, pp. 122–154, 1992 . English translation: “The Transfer to Jewish Control of Abandoned Arab Land during the War of Independence,” in S.I. Troen and N. Lucas (eds), Israel, The First Decade of Independence (Albany, NY, 1995)

  57. Shutting itself in, hoping for the best{{!}}Economist.com |erişimtarihi=30 Aralık 2012 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20170219163722/http://www.economist.com/world/displaystory.cfm?story_id=5654988 |arşivtarihi=19 Şubat 2017 |ölüurl=hayır }}

  58. Féron, pp. 40–41, see also Kodmani, p. 127

  59. http://72.14.221.104/search?q=cache:ZDanD9J4Fl8J:www.arabhra.org/publications/reports/PDF/CEDAW_FullReport.pdf

  60. מישיבת הוועדה לענייני ביקורת המדינה

  61. Rise in Arab National Service volunteers , by Aviel Magnezi. YNet, 25 October 2010, 14:47

Kategoriler